İngilizce öğrenmeye yeni başlayan birçok öğrencim ve hemen hepsinin sorduğu benzer soruları oldu. Bu sorular derste öğrettiğimiz yetkinliklerle ilgili değil, İngilizceyi daha kolay nasıl öğrenebilecekleri ile ilgili sorulardı. Birçoğu, eğitimler boyunca hepimizin bildiği “Anlıyorum ama konuşamıyorum” cümlesini mutlaka birkaç kez tekrarlamıştır. Bu, İngilizce öğrenmeye başlayan hemen herkesin ifade ettiği ortak bir sorun haline geldi.
Çok sevdiğim bir söz vardır. “BİLGİ” beş harftir. Dört harfi “İLGİ”dir der. Kalan “B” harfi için benim de bu söze bir katkım olsun. “B” harfi başlamayı temsil eder. Modern dünyayı daha iyi anlayabilmek, farklı kültürden insanlarla iletişim kurabilmek hatta iş hayatında daha iyi iş teklifleri alabilmek adına İngilizceyi öğrenmemiz gerektiğinin farkında olmak ve bir şekilde artık öğrenmeye BAŞLAMAK.
En iyi kurslara gittiniz, en iyi öğretmenleri buldunuz ve hatırı sayılır ücretler ödediniz. Ancak henüz “BİLGİ”ye ulaşmanız mümkün görünmüyor. Hedefinize ulaşabilmeniz için mutlaka zaman ayırmanız, tekrar yapmanız, denemeniz, yorulmanız kısacası “İLGİ” göstermeniz gerekiyor.
“İngilizceyi daha kolay nasıl öğrenebilirim?” sorusunun cevabı, öncelikle yeteri kadar çaba harcamaktır. Eğitimler sırasında tanıştığım öğrencilerimin güdülenme, dikkat toplama, öğrenme şekli ve hızı açısından farklı olduklarını söyleyebilirim. Öğrenme sırasında bazıları bir tekrarla, bazıları ise birkaç tekrarla başarılı olabiliyor. Küçük kelime kartları hazırlamak, şarkı sözlerini ezberlemek, renkli kalemlerle notlar tutmak, filmi özgün dilinde İngilizce altyazı ile izlemek, İngilizce öğrenmek isteyen kişilerin sıkça kullandıkları faydalı yöntemler olabiliyor. Her yiğidin bir yoğurt yeme şekli olduğu gibi, İngilizce öğrenen kişilerin de kendi öğrenme yeteneklerine ve şekillerine göre farklı yöntemler denemesi gerekiyor. Kısacası kendinize uygun olan yöntemi bulmanız gerekiyor.
“Anlıyorum ama konuşamıyorum” diyenlere gelince. İşinizle veya uzmanlık alanınızla ilgili iyi bildiğinizi düşündüğünüz konularda size sorulan sorulara sıkılmadan, net cevaplar verebiliyorsunuz değil mi? Öyleyse temelden itibaren kafanızdaki soru işaretlerini ortadan kaldırarak ilgiyle öğrenmeye başlamanın vakti gelmedi mi?
Yılmaz Altuntaş
